Ana içeriğe atla

OKULDA UYUM SÜRECİ NASIL ATLATILIR?


     Okulda uyum süreci çocuk kadar anne ve babalar için de zor geçmektedir. İlkokul çağına kadar ailesinden hiç ayrı kalmayan çocuk ilk defa okula gitmek için ailesinden ayrı bir ortama girecektir. Bu durum çocuğun okula uyumunu zorlaştırır.
ÇOCUKLAR OKULA UYUM SAĞLAMADA NEDEN ZORLANIYORLAR?
Anne babaların çocuk için yeterli güven duygusunu sağlayacak ortam yaratamaması
Annenin çocuğun bireyselleşmesine izin vermemesi, bir bakıma annenin de çocuğa bağımlı olması
Ev içinde baskılı ve kaygılı ortamların olması
Yeni bir kardeşin gelmesi
Çocuğun bu süreci henüz anlayamamış olması
Anne ve babanın çok kaygılı kişiler olmaları
Aile içinde bir yakının kaybı ve hastalıkları
PEKİ, BU SÜRECİ NASIL KOLAYLAŞTIRIRIZ?
Küçük yaştaki çocuklarla okula gittikleri ilk gün vedalaşmayı uzun tutmamak gerekiyor. Ebeveyn için de çocuğundan ayrılmak zor olabiliyor; ancak bu tavır, çocuğun okula gidişini ve uyumunu zorlaştırıyor.
İlk defa okula başlayan çocuğa okulun 'sıkıcı bir yer' değil de 'sevimli bir yer' olduğu mesajı verilmelidir.
Çocuk okula gitmiyorsa 'istemiyorsan bugün okula gitme' denilirse çocuk için bu durum daha da zor olur. Onun yerine çocuğun okula gitmesi konusunda kararlı olunmalıdır.
Bazen okulun başlaması 'çocukluğun' ya da 'oyuncaklarla oynamanın' sonu gibi yansıtılıyor. Bu, çocuğun okuldan soğumasına neden oluyor. Çocukla okul konusunda motive edici konuşulmalı, oyunu hayatından çıkarmayıp çocukluğunu yaşamasına izin verilmeli ve anlayışlı olunmalıdır.
Anne baba çocuğu sınırlarla(kurallarla) küçük yaşta tanıştırmalıdır. Eğer bu şekilde olursa, çocuk okula başladığında okul kurallarına uymakta zorlanmaz.
İlk zamanlarda çocuğu anne baba kendileri götürüp almaları iyi olur. Okul çıkışında ise çocuğun sevdiği herhangi bir aktivitede bulunulabilir.
Okulda kendisine kazandırılacak şeyler için özendirilmeli
Okul, mutlaka önceden çocuk ile birlikte gidilerek görülmeli.
Akraba, eş, dosta çocuğun önünde okula fazla anlam yükleyecek cümleler kullanılmamalıdır. Çocuk endişe duyabilir.
Tüm aile üyelerinin sürekli okul hakkında konuşması çocuğu okuldan soğutur çünkü çocuğun tüm hayatı okul değildir. Onun yerine 'Bugün nasılsın?', 'Bugün birlikte ne yapalım?' gibi farklı konulardan konuşmak daha doğrudur.
Tatil sonrası okula uyum sağlamak biraz zaman alabilir. Bir iki hafta çocuğa okul sorumlulukları konusunda baskı yapılmamalıdır. Sürekli 'Okul başladı artık dışarıda arkadaşlarınla oynamayı unut' gibi cümleler kurulmamalıdır.
Okul sadece akademik eğitim demek değildir, en önemlisi çocuğun sosyal duygusal gelişimine katkısıdır. Çocuk arkadaşlarıyla iletişim içinde oldukça bu becerileri geliştirmeyi ve zamanla kendi problemlerini çözmeyi öğrenir. Anne babalar çocuklarıyla sohbet etmeli ve anlayışlı olmalıdır.
Öz bakım becerileri çocuğa erken dönemden itibaren kazandırılmalıdır.
Okul seçimi ve bu sürecin planlanması aşamasına çocuğu da dahil etmek güven ilişkisi ve uyum açısından kolaylaştırıcı olacaktır.
Anne çocuğunu fazlasıyla koruyup kollayınca çocuk anneden ayrı bir ortamda kendisini korumasız, savunmasız hisseder ve yalnız kalmak istemez.
Okula uyum sürecinde veliler stres yaşarlar ve bu da çocuklara yansır. Veliler, kendilerinin duyduğu kaygıyı çocuklarına yansıtmamalılar.
Okulla ilgili alış veriş sıkıştırılmamalıdır. Kısım kısım yapılarak çocuğun okulu benimsemesi sağlanmalıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇOCUKLARDA ALTINA KAÇIRMANIN PSİKOLOJİK NEDENLERİ

  Çocukların 5 yaş öncesine kadar idrar kaçırmaları fizyolojik bir durum olarak değerlendirilip normal kabul ediliyor. Daha büyük yaşlarda gece ve gündüz ortaya çıkan çiş ve kaka kaçırmaların altında psikolojik sorunlar bulunabilir.      Alt ıslatma sorunu ile çocuğun duygusal dünyası arasında bir bağ vardır. Uykuda idrar kaçırma çocuğun duygularını sözlü olarak ifade edememesinin dışa vurumudur. Ailesinden yeterince ilgi ve sevgi göremeyen çocuk altını ıslatarak ilgi, alaka beklediğini göstermiş olur. Aşırı ilgi sonucunda da alt ıslatmayla birlikte çocukta tırnak yeme, parmak emme, bebeksi hareketler ve konuşmalar gözlemlenebilir. Aile içinde huzursuzluk, eşler arasındaki tartışmalar, anneye aşırı bağımlı olma, ailenin koruyucu tutumu da hastalığın oluşmasındaki nedenlerdendir. Bazen çocuğu okulda etkileyen bir durum, arkadaşlarıyla yaşadığı problemler, öğretmeni ile ya da akademik başarısında ortaya çıkan olumsuzluklar çocukta geceleri idrar kaçırmanın başlama...

BOŞANMA SÜRECİNİN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ PSİKO-SOSYAL ETKİLERİ

İ nsano ğ lunun var olmasından günümüze kadar "aile" kavramı, her zaman ilgi çekmi ş tir. Aile; evlenme, kan ya da evlât edinme ba ğ larıyla birbirine ba ğ lanmı ş , aynı evi ve geliri payla ş an, birbirleri ile devamlı ili ş ki ve etkile ş im altında olan, karı-koca, ana-baba, kız-o ğ ul, kız karde ş -erkek karde ş gibi sosyal ili ş kileri olan insanların olu ş turdu ğ u bir birliktir (A ğ demir, 1991). Geçen yüzyılda, toplumu, ataerkil yapıdaki geni ş aileler olu ş tururken, günümüzde, büyük ölçüde çekirdek ve parçalanmı ş ailelerden olu ş an bir toplum haline dönü ş me gözlenmektedir (Öztürk, 2006). Geni ş aileden çekirdek aileye, hatta tek bireye do ğ ru aile yapısı de ğ i ş mektedir (Gün, 2006: 10). Ailenin temelini olu ş turan evlilik bir kurum olarak kar ş ımıza çıkmaktadır. Her kurum gibi evliliklerde zaman zaman aksaklıklar ya ş anabilir ve bu aksaklıkların giderilememesi noktasında ise bo ş anmalar görülebilir. Bo ş a...