Ana içeriğe atla

ÇOCUK VE ERGENLERDE BİLGİSAYAR VE İNTERNET BAĞIMLILIĞI


     Young; 'Bağımlılığın suçlusu bilgisayarlar değil insanlardır' demiştir. Bağımlılık, birey ve nesne arasında bireyin seçimi ile başlayan aynılık ve süreklilik özelliği taşıyan boyutlu bir ilişki olarak tanımlanmıştır. Bu ilişki her ne kadar bireyin özgür iradesi ile başlamış ise de, bireyin özerkliği zaman içinde ortadan kalkmaktadır. Bağımlılığın gelişmesiyle ortadan kalkmaya başlayan özerklik, bireyin daha önce dağarcığında bulunmayan yeni tür tutum ve davranışlar edinmesine yol açar. Bu durumda, bağımlılık başlangıçta bireysel olmakla birlikte, sorunların ortaya çıkması ve artması ile içinde bulunulan toplumu da etkilemektedir.
     Bilgisayar ve internet kullanımının yaşamımızda sağladığı kolaylıklar saymakla bitmez. Ancak bilgi akışını hızlandıran, iletişimi kolaylaştıran sanal alemin yeni psikolojik sağlık ve sosyal problemleri de gündeme getirdiği bir gerçektir. Bilgisayar ve internet bağımlılığı her yaştan kullanıcıyı tehdit eden bir olgudur. Fakat bu bağımlılık daha çok çocuk ve ergenleri tehdit etmektedir.
İNTERNET BAĞIMLILIĞININ NEDENLERİ
     İnternet bağımlısı hangi gereksinimini karşılamak için bu teknolojiye yaşamını etkileyecek boyutlarda ihtiyaç duyuyor? Sorusuna cevap aramakla bu nedenler açığa kavuşur.
İnternet ve bilgisayar oyunları çocukların doğasında bulunan oyun oynama kabiliyetleri ile bağımlılığa neden olabileceği yapılan araştırmalarla ortaya çıkarılmıştır.
Sosyalleşme ihtiyacı; şehir hayatında kolay kolay kurulamayan sosyal bağlantıları internet üzerinden kurabilmek, yabancılarla kolaylıkla ve risksiz olarak ilişkiye geçebilmek, insanların kendi kendilerini dizginlemeden, özgürce düşüncelerini, duygularını ifade edebilmeleri, kendilerini göstermek istedikleri yönlerini abartarak gösterebilmeleri, internet üzerindeki paylaşma ortamlarında ses çıkarmadan diğerlerini gözlemleme olanağının olması bunlardan birkaçıdır.
Depresyon
Yalnızlık duygusu
Düşük benlik algısı
Sosyal anksiyete düzeyinin yüksek olması
Hayal kırıklıklarına aşırı duyarlı olma
Saplantılı olma
Zaman geçirme, rahatlamak ya da stresten kaçma
Dinlenme, içinde bulunulan zamandan uzaklaşma, gerçek hayattan kaçma ve serbest olma
İNTERNET BAĞIMLILIĞININ BELİRTİLERİ
Çocuğun derslerinde düşüş başlar
İnternet hakkında fanteziler ve hayal kurar
Diğer sosyal aktivitelere ilgi azalır ya da bu aktivitelere zaman bulamaz
Gerçek hayattaki ve arkadaş ilişkileri bozulur, okul hayatındaki işlevselliği düşer
İnternette geçirdiği zaman hakkında kendini savunmak için yalan söyler
Gece internette geçirilen zaman nedeniyle az uyku uyur ve ertesi gün yorgun olurlar
İnternet kullanımını kesme ya da durdurma girişiminde bulunulduğunda tedirginlik, sıkıntı, depresif ya da alıngan ruh hali yansıtırlar.
Her gün internete bağlanmak, bağlı iken zamanın nasıl geçtiğinin farkında olmamak, sorulduğunda yalan söylemek.
İNTERNET BAĞIMLILIĞI NE TÜR SORUNLARA YOL AÇMAKTADIR?
Öğrencinin ders başarısında belirgin şekilde düşme
Benlik algısında azalma, özgüven yitimi, içe kapanma
Hareketsizlik sonucu obazite
Aşırı bilgisayar kullanımının yarattığı fiziksel problemler, el ve sırt ağrıları, görme bozuklukları
Gerçek dünyanın getirdiği sorumluluktan kaçma
Uyku döngüsünün bozulması ve bu nedenle aşırı yorgunluk
Giderek aileden ve yaşamdan kopma
Kötü amaçlı kullanıcıların ağına düşme riski
Anne babasından daha fazla bilgi ve beceriye sahip olan çocukların ailelerinde otoritenin kabulünde de sorunlar yaşandığı görülmektedir
Uzun saatlerini bilgisayar başında geçiren çocuk, sanal arkadaşlıklar kurmakta, gerçek arkadaşlıkların yerini sanal arkadaşlıklar almaktadır. Bu durum, çocuğun yeni arkadaşlıklar edinmesini, sosyal ilişkilerini güçleştirmesini, iletişim becerilerini kullanarak dili doğru biçimde kullanabilme becerilerini geliştirmesini engellemektedir
İnternet ortamında şiddet içeren oyunlara yönelim giderek artmakta, çok sık oynanan bu şiddet içeren oyunlar zamanla şiddete karşı duyarsızlığın gelişmesine neden olmaktadır ve davranış sorunları yaşaması da kaçınılmaz olmaktadır.
Sanal ortamda sanal karakterlerle ilişki kurmaya başlayan çocukların bir kısmının, gerçek yaşam ve sanal yaşam arasındaki sınırı anlamakta zorlandıkları da görülmektedir. Gerçek ve fantezi olan sıklıkla birbirine karışır. Bu oyunlara kendini kaptıran çocukların diğer çocuklara göre daha agresif düşünceler içinde oldukları görülmektedir. Ayrıca fiziksel açıdan da bir eylemde bulunmaması, yemeğini dahi bilgisayar karşısında yemesi fiziksel sıkıntılara yol açmaktadır.
Normal şartlarda iyi seçilmiş bir oyun çocuğun dikkatli olmasını, hafızasını güçlendirmeyi, konsantrasyonunu artırmayı, zamanı verimli kullanmasını öğretir. Ancak günümüzde genellikle şiddet içerikli oyunlar bulunmaktadır. Bu oyunlar da çocukta hareketsizlikten dolayı büyüme bozukluğu, tembellik, obazite ve algı bozukluğuna yol açıyor. Şiddet içeren oyunları oynayan çocuklarda zamanla dikkat dağınıklığı, tahammülsüzlük, özgüven problemi, agresiflik, kendisine ve çevresine zarar verme gibi sorunlar görülür. Hayatta oyunlarda geçemedikleri bölümler için şifreler kullanılmakta bu da çocuğun rekabetçi ortamdan hazırcılığa hatta yalana doğru götürmektedir.


BU AŞAMADA ÇOCUKLARA NASIL DAVRANILMALI VE BAĞIMLILIKTAN UZAKLAŞTIRMAK İÇİN NASIL YÖNLENDİRMELER YAPILMALIDIR ?
Elbette bu noktada ebeveynlere pek çok görev düşmektedir. Her konuda olduğu gibi bu konuda da çocukla sağlıklı bir iletişim birinci şarttır. Onun arkadaşları, zevkleri, korkuları hakkında bilgi sahibi olunmalıdır. Gün içinde onunla paylaşılacak zamana ayırmak iletişimi güçlendirip geliştirecektir.
Çocuğun bilgisayarda geçirebileceği süre en baştan itibaren belirlenmeli ve bu süreyi aşmasına izin verilmemelidir. Bu konuda hep çok çekişmeli bir durum oluyor ise internete girilen bilgisayarın evin ortak kullanım alanında olmasını sağlamak da bir çözüm olabilir.
Aynı zamanda çocuğun sosyal yaşamını da renklendirmek önemlidir. Uygun zamanlarında yaşına uygun etkinlikler içinde olmasını teşvik etmek, bu tür ortamlar oluşturmak gerçek yaşamın içinde olmasına katkı sağlar.
Mutlaka bir spor dalı ile uğraşması için teşvik etmek, hem bedensel hem ruhsal sağlığını da olumlu anlamda destekleyecektir.
Savaş oyunları çocuklarda, karşısındakini rakip olarak gördüğü için tamamıyla yok etme, vurma, öldürme olgusu yaratıyor. Çocuk bu eylemleri normal bir şey olarak gördüğü için merhamet duygusu azalıyor. Ancak zeka ve strateji oyunları çocuğun gelişimi için yararlı olabiliyor. Veli ve öğretmen, oyun seçiminde çocukları desteklemeli ve kontrol ederek yönlendirmelidirler. Yasaklanmamalı, kontrollü bir şekilde beraber oynanmalıdır.
Çocuk ve gençlere başka şeyler sunmak, onları sanata, spora ya da edebiyata yönlendirmek çözüm olabilir. Fotoğrafa meraklı bir çocuğun eline fotoğraf makinesi vermek onu sanata yönlendirecektir.  Ya da müziğe meraklı bir çocuğa müzik aleti almak, ona yeni bir meşguliyet kazandıracaktır. Seçmeyi bilmek ve çocuğu doğru yönlendirmek, onun geleceğini de kurtarmaktır.
TEDAVİSİ
Bağımlılığın her birey için bir anlamı vardır. İnternet bağımlılığı çocuğun ya da ergenin hayatında neyin boşluğunu dolduruyor?, Hayatındaki anlamı ne?, Onu hangi tehlikeden koruyor? İnternet bağımlılığı bu bağlamda değerlendirilmelidir. Tedavide esas amaç, bir yandan kişinin internet kullanım sebeplerini ortaya çıkararak bu sebepler üzerinde çalışmak, bir yandan da kişinin hayatını programlamak ve internet başında geçireceği zamanı azaltmak için dışsal kontroller geliştirmektir.
Çocuk ya da ergen duygularını ifade edemiyorsa kendini ifade edebileceği ortamlar oluşturmalı, eleştirilmeden dinlenmelidir
Arkadaşı olmadığından ya da sosyal aktivite şansı olmadığından internet kullanımı ortaya çıkmış ise şartlar değiştirilmelidir. Kendi istediği bir aktiviteye kaydı yapılmalı ve desteklenmelidir.
Anne ve babaya tepki olarak geliştirilen bir bağımlılık ise aile ilişkileri aile toplantılarında konuşulmalı, olumsuz yaşantıların konuşulmasına fırsat verilmelidir.
Sert ve katı kurallar ile yaklaşılmamalı, inat meselesine dönüştürülmemelidir
Aile içinde huzur sağlanmalı, bağımlılığa itici bir sebep ortadan kalkmalıdır
İnternet kullanım süresi sınırlamaları yapılırken çocuk ya da ergen de söz sahibi olmalı, çünkü kendi verdikleri kararların sorumlulukları onlara ait olacaktır.
BİLİŞSEL-DAVRANIŞSAL TERAPİ İLE İNTERNET BAĞIMLILIĞININ AZALTILMASI
1. Bireylerin bilgisayar kullanma durumlarını anlatmasını sağlamak
2. Bireylerin serbest bir şekilde, oynadıkları oyunları ve oynarken hissettikleri duyguları paylaşmalarını, ayrıca bilgisayar oynamadıkları zaman ve oynayacakları zaman hayal etme ile ilgili duygu durumlarını paylaşmalarını sağlamak
3. Bireylerin bilgisayar oynarken hissettikleri duyguların paylaşılması ve irrasyonel düşünce sistemleri hakkında oturum başkanı tarafından bilgi verilmesi gerekilir. Bilgisayara ilişkin irrasyonel düşünceleri belirleme çalışması yapılır. Bir sonraki oturuma kadar kendi irrasyonel düşüncelerini fark etme ve yazma ödevi verilir.
4. Bireylerin getirdiği irrasyonel düşünce çalışmalarının incelenmesi ve tartışılması
5. Öğrencilere nasıl kendi kendilerinin terapisti olacaklarını öğretme, öğrencilere problemlerinin sebebi ve işleyişi, düşüncelerinin hislerini ve davranışlarını nasıl etkilediğini öğretme amaçlı anlatım yapılması gerekir. 'Kendini kontrol etme' becerileri üzerine tartışma yapılır.
6. Bilgisayar oyunlarının onların sosyal hayatlarındaki yeri ve etkisinin tartışılması yapılır. Bilgisayar yerine yapılabilecek etkinliklerin neler olabileceği ile ilgili fikirler tartışılır. Bir sonraki oturuma kadar bilgisayar oyunu yerine farklı etkinlikler yapmaya özel çaba gösterme ve bunları not etme çalışması verilir.
7. Yapılan çalışmaların gözden geçirilerek grup içinde tartışılması, bilgisayar oynamanın sınırlandırılmasının öneminin anlatılması, sınırlayabilme ile ilgili geçmiş yaşantıların konuşulması, bilgisayar oynamada akran etkisinin tartışılması çalışmaları yapılır.
8. Genel değerlendirme yapılır. Bireyin bundan sonra hayatlarında ne gibi bir değişiklik yapmayı tasarladıkları sorularak oturum bitirilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇOCUKLARDA ALTINA KAÇIRMANIN PSİKOLOJİK NEDENLERİ

  Çocukların 5 yaş öncesine kadar idrar kaçırmaları fizyolojik bir durum olarak değerlendirilip normal kabul ediliyor. Daha büyük yaşlarda gece ve gündüz ortaya çıkan çiş ve kaka kaçırmaların altında psikolojik sorunlar bulunabilir.      Alt ıslatma sorunu ile çocuğun duygusal dünyası arasında bir bağ vardır. Uykuda idrar kaçırma çocuğun duygularını sözlü olarak ifade edememesinin dışa vurumudur. Ailesinden yeterince ilgi ve sevgi göremeyen çocuk altını ıslatarak ilgi, alaka beklediğini göstermiş olur. Aşırı ilgi sonucunda da alt ıslatmayla birlikte çocukta tırnak yeme, parmak emme, bebeksi hareketler ve konuşmalar gözlemlenebilir. Aile içinde huzursuzluk, eşler arasındaki tartışmalar, anneye aşırı bağımlı olma, ailenin koruyucu tutumu da hastalığın oluşmasındaki nedenlerdendir. Bazen çocuğu okulda etkileyen bir durum, arkadaşlarıyla yaşadığı problemler, öğretmeni ile ya da akademik başarısında ortaya çıkan olumsuzluklar çocukta geceleri idrar kaçırmanın başlama...

BOŞANMA SÜRECİNİN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ PSİKO-SOSYAL ETKİLERİ

İ nsano ğ lunun var olmasından günümüze kadar "aile" kavramı, her zaman ilgi çekmi ş tir. Aile; evlenme, kan ya da evlât edinme ba ğ larıyla birbirine ba ğ lanmı ş , aynı evi ve geliri payla ş an, birbirleri ile devamlı ili ş ki ve etkile ş im altında olan, karı-koca, ana-baba, kız-o ğ ul, kız karde ş -erkek karde ş gibi sosyal ili ş kileri olan insanların olu ş turdu ğ u bir birliktir (A ğ demir, 1991). Geçen yüzyılda, toplumu, ataerkil yapıdaki geni ş aileler olu ş tururken, günümüzde, büyük ölçüde çekirdek ve parçalanmı ş ailelerden olu ş an bir toplum haline dönü ş me gözlenmektedir (Öztürk, 2006). Geni ş aileden çekirdek aileye, hatta tek bireye do ğ ru aile yapısı de ğ i ş mektedir (Gün, 2006: 10). Ailenin temelini olu ş turan evlilik bir kurum olarak kar ş ımıza çıkmaktadır. Her kurum gibi evliliklerde zaman zaman aksaklıklar ya ş anabilir ve bu aksaklıkların giderilememesi noktasında ise bo ş anmalar görülebilir. Bo ş a...