Ana içeriğe atla

BOŞANMA SÜRECİNİN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ PSİKO-SOSYAL ETKİLERİ

nsanolunun var olmasından günümüze kadar "aile" kavramı, her zaman ilgi çekmitir. Aile; evlenme, kan ya da evlât edinme balarıyla birbirine balanmı, aynı evi ve geliri paylaan, birbirleri ile devamlı iliki ve etkileim altında olan, karı-koca, ana-baba, kız-oul, kız karde-erkek kardegibi sosyal ilikileri olan insanların oluturduu bir birliktir (Ademir, 1991). Geçen yüzyılda, toplumu, ataerkil yapıdaki geniaileler olutururken, günümüzde, büyük ölçüde çekirdek ve parçalanmıailelerden oluan bir toplum haline dönüme gözlenmektedir (Öztürk, 2006). Geniaileden çekirdek aileye, hatta tek bireye doru aile yapısı deimektedir (Gün, 2006: 10).
Ailenin temelini oluturan evlilik bir kurum olarak karımıza çıkmaktadır. Her kurum gibi evliliklerde zaman zaman aksaklıklar yaanabilir ve bu aksaklıkların giderilememesi noktasında ise boanmalar görülebilir.
Boanma her geçen gün artan oranlarda bir psiko-sosyal problem olarak karımıza çıkmaktadır. Boanma, karı kocanın, hukuki bir kararla evliliklerini sona erdirmesidir. Boanma, evlilik kadar eskidir. Belli kültür düzeyine ula, evlilii sosyal bir kurum olarak kabul etmitoplumlarda boanma, bazı yasalarla kısıtlanmı; fakat ortadan kaldırılmamıtır. (Yıldırım, 2004a: 5981).
Boanma sonrası çocuk birlikte yaadıı ebeveyninden duygusal destek aramaktadır. Ancak boanma sonrası bazı ebeveynler çocuklarına yardım edemeyecek kadar kendi sorunlarıyla ilgilidir. Birlikte yaadıı ebeveyninden gerekli destei göremeyen çocuklar için arkadave akraba önemli destek kaynaklarıdır. Fakat çocuklar en fazla ebeveynlerinden destek beklemektedir (Butler vd, 2002). Meta-analitik bir çalıma da (Amato ve Keith, 1991), anne babası boanmıolan çocukların, boanmamıçocuklara göre daha dezavantajlı olduklarını göstermektedir.

Yalnızlık; hem kiisel hem de sosyal bir olgudur (Rubinstein vd, 1979) ve kiinin sosyal iliki alarında niceliksel ve niteliksel olarak önemli eksikler olduu zaman oluan hoolmayan deneyimdir (Perlman ve Peplau, 1981: 38). Yaam doyumu, bir bireyin kendi belirledii kriterlere uygun biçimde tüm yaamını olumlu deerlendirmesi olarak tanımlanmaktadır. Aynı zamanda yaamda mutlu olmanın önemli bir öesidir (Diener vd, 1985). Sosyal destek ise bireyin çevresinden gördüü dürüst ve empatik tepki, gördüü ilgi, sevgi, güven,saygı, takdir edilme, bilgi edinme ve maddi yardım gibi kiisel, sosyal, psikolojik ve ekonomik nitelikli her türlü yardım sürecidir (Yıldırım, 2006a).
Yalnızlıı etkileyen etkenlerden aile ilevleri ergenlik döneminde önemli bir etkendir. Ailenin çocuklarına saladıı destek, yalnızlıı yordayan bir deikendir (Özatça, 2009). Aratırma bulgularına göre yalnızlık ve sosyal destek birbiri ile ters yönde güçlü bir ilikiye sahiptir (Çeçen, 2008; Köse, 2009). Yalnızlık düzeyinin yüksek oluu algılanan sosyal destekteki ve sosyal adaki eksikliklere balıdır (Yeh ve Lo, 2004).
TANIMLAR
Boanma: Evlilik baının kopması, evliliin geçersiz olması ve elerin fiziksel ve hukuki olarak evlilikle ilgili sorumluluklarının bitiidir (Erürker, 2007: 25).
Yalnızlık: Herhangi bir grupta dılanmıolma yaantısı, olumsuz bilisel deneyim, sevilmediini hissetme, sosyal ilikilerdeki yetersiz durumudur (Perlman ve Peplau, 1984).

Yaam Doyumu: Öznel iyi oluun bilisel bileenidir. Bireyin kendisine yükledii kriterler ile yaam koullarını algılayıı arasındaki karılatırmaları, dolayısıyla kendi yaamı hakkında deer biçmesini içermektedir. Kiinin mutluluunu kiinin seçtii kritere göre bilisel olarak deerlendirdii bir yargı sürecidir (Pavove Diener, 1993).
Sosyal Destek: Bireyin çevresinden gördüü dürüst ve empatik tepki, gördüü ilgi, sevgi, güven, saygı, takdir edilme, bilgi edinme ve maddi yardım gibi kiisel, sosyal, psikolojik ve ekonomik nitelikli her türlü yardım sürecidir (Yıldırım, 2006a).

BOANMA

Bohannan’a (1970) göre boanma karmaık bir sosyal olgu olduu kadar, kii için de karmaık bir tecrübedir ve altı durumdan olumaktadır. Boanmanın karmaıklıı, söz konusu altı durumun aynı anda olmasından kaynaklanmaktadır. Bu durumlar:
1.            Duygusal Boanma: Evliliin çözülme sürecidir. Eler beraberliklerini devam ettirebilirler ama birbirine karı güven ve çekicilikte azalma oluur. 

2.            Hukuki Boanma: Hukuk önünde evlilik sözlemesinin sona erdirilmesidir. 

3.            Ekonomik Boanma: Evlilik aynı zamanda ekonomik bir birlikteliktir. Hukuki boanma ile birlikte ekonomik olarak da bir anlamanın salanması ve ailenin mallarının ayrılması gerekmektedir. 

4.            Anne-Baba Olarak Boanma: Eler birbirlerinden boanmakta ancak çocuklarından boanmamaktadırlar ve anne baba rolleri devam etmektedir. 

5.            Toplumsal Boanma: Toplumun boanmayı nasıl deerlendirdiini içerir. Boanmıkiiler, az veya çok toplumsal çevreleri deitii için acı çekerler. Boanmayla birlikte genelde toplumsal çevre de deiir. 

6.            Ruhsal Boanma: En son ve en zor yaanan evredir. Fakat ahsi olarak en yapıcı olanı da olabilir. Ruhsal boanma kiinin tekrar baımsız bir birey olmasını ve bir bakasına baımlı olmadan yaamayı örenmesini gerektirir (Akt.: Sürerbiçer, 2008: 26-28). 

Wiseman’a (1975) göre boanma bir yas sürecidir. Bu süreç, birbirine geçmibebasamak altında incelenebilir:
1.            nkar: Eler ciddi sorun ve zorlukları kabul ederler ancak mantıklı gerekçelerle boanmayı gündeme getirmekten kaçınırlar. 

2.            Kayıp ve Depresyon: Eler, artık sorunları birlikte aamayacaklarını ve beraberliklerinin bir problem olduunu anlamaya balarlar. 

3.            Öfke ve kili Duygular: Boanma bir gerçeklik olarak kendini göstermeye baladıında, depresyondan öfke aamasına geçiyaanır. 

4.            Yeni Bir Yaam Tarzı ve Kimlie Uyum Salama: Eler yeni hayatlarına daha fazla zaman ayırmaya ve geleceklerini planlamaya balarlar. 

5.            Kabul ve Yeni Hayata Uyum Salama: Kii cinsel, sosyal ve mesleki olarak yeni hayatında yeterli hale geldikçe, boanma olayını da kabul etmeye balar. Stres ve depresyon azalmaya, sosyal ilikiler gelimeye balar.
6.             Çevresinden kabul gördükçe kendisine olan güveni ve saygısı artmaya balar. Önceki ee olan kızgınlık azalır (Akt.: Sürerbiçer, 2008: 25-26). 

BOANMA STATSTKLER
Dünya istatistikleri incelendiinde boanma oranları (binde) ABD’de 4.95, Rusya’da 3.36, ngiltere’de 3.08, Danimarka’da 2.81, Yeni Zelanda’da 2.63, Avustralya’da 2.52, Kanada’da 2.46, Finlandiya’da 1.85, Tatar’da 0.97, Portekiz’de 0.88, Arnavutluk’ta 0.83, Tunus’ta 0.82, Singapur’da 0.80, Çin’de 0.79, Yunanistan’da 0.76, Panama’da 0.68, Suriye’de 0.65, Tayland’da 0.68, ili’de 0.38, Türkiye’de 0.37, Meksika’da 0.33, talya’da 0.27, Brezilya’da 0.26 eklindedir (www.nationmaster.com 18/02/2012).
BOANMANIN ETKLER
Boanma çok farklı faktörlerden olutuu için, her boanma dierinden farklı sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Bu, boanmanın kendine özgü, karmaık ve çok yönlü bir sosyal gerçeklik olduunu göstermektedir. Farklı deikenlerin etkisiyle meydana gelen boanma, hem eler hem de çocuklar üzerinde farklı etkiler dourmaktadır (Dingiltepe, 2009: 3). Boanma çocuun geliiminde en önemli faktör olan aileye son veren ve özellikle çocuklar üzerinde yaam boyu etkileri olan bir olaydır (Akyüz, 1978: 2). Çocuk açısından düünüldüünde, o güne kadar en fazla balı olduu iki kiiye, o andan sonra eit olarak ulaamayacaktır (Öngider, 2011: 67).
GELİŞİM DÖNEMLERNE GÖRE BOANMANIN ETKLER
Erikson’un psikososyal, Freud’un psikoseksüel, Piaget’nin bilisel geliim modellerinde çocukların içinde bulundukları yadilimlerinin belirli geliim aamalarını göstermesi bakımından ne kadar önemli olduu bilinen bir gerçektir (Erürker, 2007: 2). Erkan’ın (1989) yaptıı litaretür taramasına göre boanma sırasında çocuun yaı ile etkilenme düzeyinin 3 farklı görüçerçevesinde olduunu rapor etmitir:
7.            Anne babanın boanması çocuk ne kadar küçük yata iken gerçekleirse etkisi de o kadar fazla olmaktadır. Bu görükümülatif etkiye dikkat çekmektedir. 

8.            3-5 ya da 6 yaarasında yani oedipal dönemde gerçekleen boanmaların yıkıcı, travmatik ve uzun süreli olduudur. Bu görükritik döneme dikkat çekmektedir. 

9.            Boanmanın çocuklar için travmatik bir olay olarak kabul etmekte fakat çocukların boanmanın ardından bir iki yıl içinde boanmanın etkisinden sıyrıldıını düünmektedir. Bu görüboanmanın etkisinin giderek azalmasına dikkat çekmektedir. 

Boanmanın her geçen gün artan oranlarda gerçekleen bir olgu olması ve ailelerin daılması gerçei boanma istatistiklerindeki verilerler de sayısal olarak desteklenmektedir. Her boanmanın kendine özgü ve karmaık sebepleri olsa da boanmanın olumsuz sonuçları ile belki de en çok çocuklar karılamaktadır. Hangi geliim döneminde olursa olsun boanmanın çocuklar üzerinde pek çok olumsuz sonuçları vardır.
Bebeklik Dönemi
Boanma, sadece bedensel bir ayrılıolup geçicidir. Boanma sırasında, eer çocuk tek ebeveynli olduu zamanı hatırlamayacak kadar küçükse ilköretim yaına kadar etki kendisini daha az göstermektedir (Aile ve Sosyal Aratırmalar Genel Müdürlüü, 2011). Bebeklikte gelitirilen en önemli ey güven duygusudur. Boanma sürecinde fiziksel olarak dokunma, kucaklama gibi davranılarda azalma gerçekleirse güven duygusu gelimeyebilir (Sommers-Flanagan vd., 2009: 186).
Okul Öncesi Dönem
Ebeveynlerin ayrı yaamalarına neden olan etkenlerin neler olduunu tam olarak kavrayamayan çocuk, kendisini suçlu hissetmektedir. Anne ve babasının kendisi yüzünden ayrıldıını düünen çocuk, kendisini sevilmeyen kii olarak nitelendirmektedir (entürk, 2006: 170). Çocuk anne ve babanın eolmadıkları halde nasıl anne baba olduklarını anlamakta bir çeliki yaayarak sevilmediini hissedebilmektedir (Aral ve Baar, 1998: 92). Anne babalarının onları terk etmesinden, giden ebeveyn tarafından eskisi kadar sevilmemekten korkarlar (Sezen-Sürerbiçer, 2008: 38).
Okul Dönemi
Çocuk, anne babası arasındaki anlamazlıı anlamaya, ikisi arasında taraf tutmaya balamıtır. Boanma çocukta anne ya da babasına, bazen ikisine birden güvenini yitirmesi sonucunu dourur (Akyüz, 1978: 4). Çocuk huzursuzluk, sinirlilik, karamsarlık, öfke nöbetleri gösterme eilimindedir. Ölüm düüncesi, yitirme ve kendini bohissetmeyle dolu olup, aırı alınganlık duygusu ile acı çektikleri görülür (Tuzcuolu, 1994). Okul çaındaki çocuklar olumsuz duygulardan kurtulmak için “reddetme” ve “karıt tepki verme” savunma mekanizmalarını kullanabilirler ve anne babasını tekrar birletirme çabası içine girebilirler (Rankin ve Maneker, 1985).
Ergenlik Dönemi
Ergenler, boanmayı çok boyutlu olarak algılamakta ve deiik tepkiler verebilmektedirler. Kimi ergen boanmanın yasını tutarken kimisi duygusal destee ihtiyaç duymakta, kimisi balılık çatıması yaamakta, kimisi ailenin sorumluluunu almaktadır (Keskin, 2007). Kız ve erkek ergenler boanma sürecinin farklı evrelerinde etkilenmektedir. Erkek ergenler, boanmadan sonra, kız ergenler boanmadan önceki dönemde olumsuz tepkiler göstermekte ve tepkilerini boanma sonrasında da devam ettirmektedirler (Dohert ve Needle, 1991). Boanmıailelerden gelen ergenler bireyselleme sürecine erken balamaktadır (Steinberg, 2007: 338). Duygu durumundaki deiim, depresyon ve kaygı düzeyindeki artma intihar giriimine yol açabilmektedir. Uzun vadede evlilik ve yakın ilikilerle ilgili tutumunu olumsuz etkileyebilmektedir. Akademik baarısı dümekte, motivasyonu azalmakta, devamsızlık yapabilmekte ve arkadalık ilikileri bozulmaktadır (Kuyucu, 2007: 2). Boanmıailelerdeki ergenlerin geç sosyalletikleri, öfke, itaatsizlik, kurallara karı gelme gibi tepkiler gelitirdikleri, depresyon, endie, okula uyum salamada güçlük, akademik baarıda düme, güvensizlik, gelecek kaygısı, çekingenlik, suçluluk, benlik algısında zayıflama, özgüven eksiklii gibi sorunlar yaayabildikleri bilinmektedir (Meriç, 2007).
BOANMA SONRASI ÇOCUKLARIN YAADIKLARI DUYGU DÜÜNCE VE TEPKLER
Wallerstein ve Lewis’e (2004) göre boanmanın ardından çocuun ilk yaadıı duygu ok ve mutsuzluktur. Ayrıca yalnızlık, ebeveynlere öfke ve akınlık duyguları da sık görülmektedir. Boanmanın ardından çou çocuk büyümenin zor olduunu söylemektedir. Çünkü çocuk boanmanın ardından radikal deiiklikler yaamaktadır.
Çocukların boanmadan sonraki ilk dönem düünceleri; (genel düünceler) ailesinin bu tür yaantı yaamamıolasını istemesi, küçük olmadan dolayı olayların farkında olmadıı; (ebeveyn ile ilgili düünceler) ayrılan ebeveyni görüp göremeyecei, ebeveyninden ayrılmamıolma istei, evi kimin geçindirecei; (kendi ile ilgili düünceler) yalnız kaldıı, neden kendi ailesinin baına geldii, ayrılık nedeninin kendisi olup olmadıı, ebeveynlerinin hata yaptıı, kendi fikrini sormadıı; (sosyal hayata ilgili düünceler) boanmayı arkadalarına nasıl anlatacaı eklindedir. Son dönem düünceleri ise; (genel düünceler) tek ebeveynli aile olarak da mutlu olunabilecei, ne olursa olsun yine de birlemelerini dilediini; (ebeveyn ile ilgili düünceler) birlikte yaadıı ebeveynin kendisinin hem anne hem de babası olduu, yapılan aktiviteleri sadece yaadıı ebeveyni ile yapabilecei, birlikte yaamadıı ebeveynini hafta sonu görmek için sabırsızlandıı, birlikte yaamadıı ebeveynin kendisi ile iletiim kurma istemedii; (kendi ile ilgili düünceler) daha fazla sorumluluk aldıı, ailesinin kendisine daha fazla ilgi gösterdii; (sosyal hayata ilgili düünceler) yaıtlarının ailesi birlikte olduunda kendi ailesinin neden birlikte olmadıı eklindedir. Çocukların boanmadan sonraki ilk dönem duyguları olumsuz duygular olup mutsuzluk, üzüntü, korku, kaygı, özlem, yalnızlık, eksiklik, boluk, sinir, öfke, hırçınlık, acı, kırgınlık, akınlık eklindedir. Son dönem olumsuz duyguları; mutsuzluk, üzüntü, özlem, ölme istei, güçsüzlük, kaygı, sinirdir. Son dönem olumlu duygular ise kabullenme, olgunluk, mutluluk, azalan mutsuzluk, dayanıklılık olabilmektedir (Aile ve Sosyal Aratırmalar Genel Müdürlüü, 2011).
Çocuklar anne babasının boanmasına suçluluktan (sorumlunun kendileri olduu duygusu) kızgınlıa (anne babayı suçlama) ve yadsımaya (hiçbir ey olmamıgibi davranma) kadar deiik biçimde tepki gösterirler (Gander ve Gardiner, 2004: 309). Türkaslan’a (2007) göre boanmadan sonra çocuklarda görülen ortak tepkiler suçluluk, korku, öfke, üzüntü, barıma arzusu, yemek yeme ile ilgili sorunlar, uyku sorunları, reddetme, gerileme, okul sorunları, fiziksel sorunlar ve yalnızlıktır.
Rokach’a (2004) göre yalnızlıın etkileri:
1.   Yalnızlık insan sevgisi ve samimiyet üzerinde zararlı olabilir.
 
2.   Yalnızlık dikkati baka yöne sevk ederek, enerjinin ve yaratıcılıın 
olumlu yönde kullanılmasını engeller ve kiiye psikolojik açıdan zarar 
verir. 

3.   Yalnızlık duygusu, basa çıkılmadıkça, insan yaamının belirleyicisi ve 
kuralı haline gelen bir güce dönüebilir. 

4.   Yalnızlık, yüzleilmedii ve etkili bir ekilde baa çıkılmadıı takdirde hassas ve katı insanlar yaratır. 

5.   Yalnızlık yaam kalitesinide kötü etkiler. 

Aratırmalara göre yalnız hissettiini söyleyen insanların sahip olduu 4 duygu durumu vardır. Bunlar umutsuzluk (çaresiz, panik, aciz, korkmu, terkedilmi, savunmasız); can sıkıntısı (sabırsız, sıkılmıtedirgin, kızgın, aciz); benlik reddi (çirkin hissetme, düük benlik, mahcup, güvensiz) ve depresyon (üzgün, depresif, önemsiz, yalnız, melankoli, yabancıla) dur (Rubinstein vd, 1979: 64).
YALNIZLIK TANIMLARI
Yalnızlık tanımları 3 ana noktada birleir:

1. Yalnızlık öznel bir deneyimdir ve nesnel sosyal izolasyon ile e
anlamlı deildir.

2. Yalnızlık kiinin sosyal ilikilerinin eksikliinin sonucudur.
3. Yalnızlık itici bir deneyimdir(Peplau,1985:271-272)
YALNIZLII AÇIKLAYAN KURAMSAL YAKLAIMLAR Psikodinamik Yaklaım
Bir mantıı olan ve kiiler tarafından bilinçli bir ekilde seçilen yalnızlık normal yalnızlıktır. Fakat insanlarla iliki kurmaya, onlarla birlikte olmaya dayanılmaz bir gerilim elik ediyorsa ve yaamdan uzaklama temelde bu gerilimden kaçmaya yönelik bir araç durumuna gelirse bu yalnız olma arzusu nevrotik yalıtımın göstergesidir (Horney, 1999). Horney’e (1998) göre birey sevildiini ve kabul edildiini hissederse, kendisiyle babaa kalabilir ancak yalnızlık hissetmez. Çünkü dierlerinin desteine güvenebileceini, bıraktıı yerde bulabileceini bilir. Eer birey kendini reddedilmihissederse, dierlerine güvenmedii ve destek alamadıı için yalnızlık ve çaresizlik yaar.
Varoluçu Yaklaım
Varoluçu yaklaıma göre insan hayatından sorumlu olduu derecede yalnızdır. Derin yalnızlık kendini yaratma hareketinin yapısında vardır. Her birey varoluta yalnızdır. Fakat yalnızlık paylaıldıında sevgi yalıtım acısını telafi eder. Eer varolutaki yalıtılmıdurum kabul edilebilir ve kararlılıkla yüzleilebilirse kii bir bakasına sevgiyle yönelebilir. Bireyin kendisini özgür, baımsız kılabilmesi için dierlerinden ayrılabilmeyi baarması gerekmektedir. Bu da kiilerarası yalıtımı, akabinde de yalnızlıı gerektirir (Yalom, 2000). Yalnızlık onay almak için bir bakasına baımlı olunmadıı fark edildiinde olumaktadır. Yalnızlık yaama anlam kazandırma olgusunu kiinin yalnız baına oluturması ve nasıl yaayacaına yalnız baına karar verilmesinin gerekli olmasıdır. Varoluçular kii yalnızken kendine katlanamıyorsa baka birinin yaanan birliktelikten yarar salayacaını nasıl bekler sorusunu sorar, bakaları ile somut ilikiler kurmadan önce kiinin kendisi ile iletiim kurmasının gerekliliini savunur. Varoluolarak insanlar hem yalnız hem de baımlıdır (Corey, 2008: 158).
Danıan Merkezli Yaklaım
Rogers’a (1994) göre insan bakalarıyla hiçbir gerçek ilikisinin olmadıını hissettii an ortaya yalnızlık çıkmaktadır. Her insan duygularını içinden geldii gibi ifade etmek yerine saygı duyduu ve kendisi için önemli olan insanların onayladıı biçimde davranırsa daha çok sevilebileceini örenir. Böylece dıdünyayla iliki kurduu bir dıdavranılar kabuu oluturur. Kii isteyerek ya da zorla bu savunma kalkanlarını bıraktıında yalnızlıa en açık olduu zamandır. Kii, hayatın anlamının, sahte yüzünün gerçek dünyayla olan ilikisine balı olmadıını, olamayacaını kabul etme eilimine girdii zaman yalnızlıı umutsuzlua dönüür.
Psikososyal Yaklaım
Erikson’un psikososyal geliim kuramı ergenlikte yalnızlıa karı yakınlık krizi konusunu gündeme getirmitir. Erikson’a göre birey kimlik kazanımından sonra dierleriyle yakın ilikiler kurmaya ve balılık yaamaya balar. Baarılı kimlik kazanmamıbirey yalıtılmılık ve yalnızlık yaamaktadırlar. Yakınlık kurmayı baaramaya insanlar yalnızlıkla karı karıya gelirler (Burger, 2006).
Bireysel Psikoloji Yaklaımı
Adler’e (2002) göre kii aaılık duygusuna kapılarak soyutlanma ve soyutlanmaya balı yalnızlık duygusu yaayabilir. Yetersizliinin fark edilmesini istemeyen bireyin insanlardan uzaklaarak kendisini yalnızlıa ittii söylenebilir. Çünkü yetersizlik ve soyutlanma yalnızlıa yol açmaktadır. nsanlar kendilerini yetersiz algıladıkları için aaılık duygusuna kapılırlar. Yetersizliklerini örtmek için baka insanlarla iletiim içinde olmayı reddederek yalnızlıı tercih ederler (Halilolu, 2008).
Gerçeklik Yaklaımı
Seçim teorisine göre hiçbir yakın iliki içine girmeyen kiiler daima yalnız ve mutsuzdur. Bu kiiler için yarın mutlu olmanın garantisi yoktur. Çünkü yarında bugünkü kadar yalnız olacaklardır. Yalnız kiiler mutlu insanların aksine kısa dönemli zevkler peindedir (Glasser, 2005: 41).
YALNIZLIK VE BOANMA
Yapılan aratırmalarda yalnızlık duygusu ile ebeveyn ilikisi ve aile yapısının arasında anlamlı ilikiler olduu görülmütür (Özatça, 2009). Pancar’a (2009) göre ailenin parçalanmasının çocuklarda yaratacaı sosyal ve duygusal problemlerden biri yalnızlıktır. Boanmıailede yetien ergen, boanmamıailede yetiene göre kendini daha yalnız hissetmektedir (Kuyucu, 2007: 148).
Boanmanın çocuklar üzerindeki sonuçları incelendiinde erkek çocukların kızlara göre boanmadan daha fazla etkilenip zarar gördükleri saptanmıtır. Yapılan incelemelere göre erkek çocukları daha yalnız hissetmektedir, çevreden onlara gösterilen ilgi daha azdır (Keskin, 2007). entürk’ün (2006) aratırmasına göre boanma sonrasında ebeveynlerden birinin çocuu terk etmesi, anne babanın ebeveynlik görevlerini yerine getirmemesi, onu yalnızlıa terk ederek bata okul baarısı ve birçok yeteneinin ortadan kalmasına neden olmaktadır. Öztürk’e (2006) göre boanma sırasında ve sonrasında duygularını ifade etme ansı tanınmazsa sonraki dönemlerde depresyon, kiilik sorunları ve dikkat eksiklii gibi sorunlar görülmektedir. Yetikinliklerinde ise fazla ilgi istemekte, tek balarına baarma gücü kazanamamakta ve yalnız kaldıklarında kötü hissetmektedirler (Büyükahin, 2009: 12).

SONUÇ VE ÖNERLER
SONUÇLAR
1.   Boanmıaileye sahip ergenlerin yalnızlık düzeyleri, boanmamıaileye sahip ergenlerin yalnızlık düzeylerine göre daha yüksektir.
2.   Boanmıaileye sahip ergenlerin yaam doyumu düzeyleri, boanmamıaileye sahip ergenlerin yaam doyumu düzeylerine göre daha düüktür.
3.   Boanmıaileye sahip ergenlerin sosyal destek düzeyleri, boanmamıaileye sahip ergenlerin sosyal destek düzeylerine göre daha düüktür.
4.   Anne baba evlilik durumuna göre aile destei anlamlı bir ekilde farklılaırken arkadave öretmen destei anlamlı ekilde farklılamamaktadır.
5.   Cinsiyet açısından incelendiinde ergenlerin anne baba evlilik durumlarına göre yalnızlık, yaam doyumu ve sosyal destek düzeylerinin anlamlı farklılaı görülmütür. Ergenlerin yalnızlık, yaam doyumu ve sosyal destek düzeyleri üzerinde cinsiyet temel etkisi ve anne baba evlilik durumu ve cinsiyet ortak etkisi anlamlı düzeyde bir fark yaratmamıtır.
6.   Sınıf düzeyi açısından incelendiinde ergenlerin anne baba evlilik durumlarına göre yalnızlık, yaam doyumu ve sosyal destek düzeylerinin anlamlı düzeyde farklılaı görülmütür. Ergenlerin yalnızlık, yaam doyumu ve sosyal destek düzeyleri üzerinde sınıf düzeyi temel etkisi ve anne baba evlilik durumu ve sınıf düzeyi ortak etkisi anlamlı bir farklılıa yol açmıtır.
7.   Karne notları açısından incelendiinde ergenlerin anne baba evlilik durumlarına göre yalnızlık ve yaam doyumu düzeylerinin anlamlı düzeyde farklılaı görülmütür. Buna ek olarak ergenlerin karne notları ile yalnızlık, yaam doyumu ve sosyal destek düzeyleri arasında anlamlı düzeyde bir farklılık bulunmutur. Ergenlerin yalnızlık, yaam doyumu ve sosyal destek düzeyleri üzerinde karne notu temel etkisi anlamlı fark gösterirken anne baba evlilik durumu ve karne notu ortak etkisinde anlamlı düzeyde bir farklılık bulunmamaktadır.

8.   Gelir düzeyi açısından incelendiinde ergenlerin anne baba evlilik durumlarına göre yalnızlık, yaam doyumu ve sosyal destek düzeylerinin anlamlı düzeyde farklılaı görülmütür. Buna ek olarak ergenlerin gelir düzeyi ile yalnızlık ve yaam doyumu düzeyleri arasında anlamlı düzeyde bir farklılık bulunmutur. Ergenlerin yalnızlık, yaam doyumu ve sosyal destek düzeyleri üzerinde gelir düzeyi temel etkisi anlamlı düzeyde fark gösterirken buna karılık anne baba evlilik durumu ve karne notu ortak etkisi anlamlı düzeyde bir farklılıa yol açmamaktadır.
9.   Anne eitim düzeyi açısından incelendiinde ergenlerin anne baba evlilik durumlarına göre yalnızlık, yaam doyumu ve sosyal destek düzeylerinin anlamlı düzeyde farklılaı görülmütür. Bunun yanında ergenlerin yalnızlık düzeyleri anne baba evlilik durumu ve anne eitim düzeyi etkileimine göre anlamlı ekilde farklılatır. Ergenlerin yalnızlık, yaam doyumu ve sosyal destek düzeyleri üzerinde anne eitim düzeyi temel etkisi ve anne baba evlilik durumu ve anne eitiminin ortak etkisi anlamlı düzeyde bir farklılıa yol açmamaktadır.
10.               Baba eitim düzeyi açısından incelendiinde ergenlerin anne baba evlilik durumlarına göre yalnızlık ve yaam doyumu düzeylerinin anlamlı düzeyde farklılaı görülmütür. Ayrıca ergenlerin baba eitim düzeyleri ile yalnızlık düzeyleri arasındaki fark da anlamlı düzeydedir. Ergenlerin yalnızlık, yaam doyumu ve sosyal destek düzeyleri üzerinde baba eitim düzeyi temel etkisi ve anne baba evlilik durumu ve baba eitim düzeyi ortak etkisi anlamlı düzeyde bir fark yaratmamıtır.
11.               Kardesayısı açısından incelendiinde ergenlerin anne baba evlilik durumlarına göre yalnızlık ve yaam doyumu düzeylerinin anlamlı düzeyde farklılaı görülmütür. Ek olarak ergenlerin kardesayısı ile yaam doyumu düzeyleri arasında anlamlı düzeyde bir farklılık bulunmutur. Ergenlerin yalnızlık, yaam doyumu ve sosyal destek düzeyleri üzerinde kardesayısı temel etkisi anlamlı düzeyde fark gösterirken, anne baba evlilik durumu ve kardesayısı ortak etkisi anlamlı düzeye ulamamıtır.
12.               Boanmıaileye sahip ergenlerde boanmanın üzerinden geçen süreye göre yalnızlık, yaam doyumu ve sosyal destek düzeyleri anlamlı ekilde farklılamamaktadır.

ÖNERLER


Anne Babalara Yönelik Öneriler
1.   Yalnızlık, yaam doyumu ve sosyal destek düzeyleri incelenen bu aratırmanın sonuçlarına göre boanmamıaileye sahip ergenler ile karılatırıldıında boanmıaileye sahip ergenlerin aleyhine bu sonuç çıkmıtır. Anne babalar boanma durumu söz konusu olduunda daha dikkatli düünmelidir. 

2.   Aratırma bulgularına göre anne baba evlilik durumuna göre aile destei anlamlı ekilde farklılamaktadır. Bu bulgu dorultusunda boanmıaileye sahip ergenlerin daha az aile destei algıladıkları görülmektedir. Boanmıaileler ergenlerin aile destei algısının güçlendirecek ekilde iletiime geçmelidirler. 

3.   Boanma söz konusu ise boanmıaileye sahip ergenlerin kendilerini yalnız hissetmemeleri, yaam doyumunu daha çok hissetmeleri ve daha fazla sosyal destek algılamaları için anne babaların çocukları ile 
daha kaliteli zaman geçirmeleri, onların her zaman yanında olduklarını hissettirmelerini, sosyal destek kaynaklarını harekete geçirmeleri gerekmektedir.
4.   Aileler boanma öncesinde aile danıanlarından profesyonel destek alarak evliliklerini kurtarma yolu arayarak ve aile içi çatımalardan çocukların nasıl daha az etkileneceklerina dair bilgi almalıdır. 

5.   Aileler boanmaya karar verdiklerinde boanma sırasında yaanan stresli dönemde çocukların daha az etkilenmeleri için aile danımanlarından destek almalıdır. 

6.   Boanma sonrasında bonamaya, ebeveynlerinden uzaklamaya ve yeni aile düzenine uyum konusunda aile danımanlarından destek almalıdır. 

7.  Boanmış aileler farklı zaman dilimlerinde ortak ve bir arada etkinlikler planlayarak çocukların yalnızlık düzeylerini azaltmalı, yaam doyumu ve sosyal destek düzeylerini artırmalıdır. 

Psikolojik Danımalara Yönelik Öneriler
1.   Boanmıaileye sahip ergenler tespit edilerek boanmanın olumsuz sonuçlarına yönelik önleyici çalımalar yapılmalıdır. 

2.   Okullardaki öretmenler ve idareciler boanmıaileden gelen örencilerin yaayabilecei sorunlar ve bu sorunlar karısında neler yapılabilecei hakkında bilgilendirilmelidir. 

3.   Boanmamıaileye sahip ergenler ile karılatırıldıında boanmıaileye sahip ergenlerde yalnızlık, yaam doyumu ve sosyal destek deikenleri aleyhte olması, boanmıaile çocuklarına yönelik önleyici ve müdahale çalımalarına ihtiyaç olduunu göstermektedir. Bu aratırmanın bulguları dorultusunda boanmıaile çocuklarına yönelik grupla veya bireysel psikolojik danıma yapılmalıdır. 

4.   Psikolojik danımanlar boanmaları azaltabilecek konularda aile rehberlii çalımaları yaparak salıklı bir aile yapısın desteklemelidir. 

5.   Velilere yönelik boanmanın çocuk üzerindeki etkileri, boanma sonrası neler yapılabilecei konusunda çalımalar yapılmalıdır.                                                                                                                                                                          


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇOCUKLARDA ALTINA KAÇIRMANIN PSİKOLOJİK NEDENLERİ

  Çocukların 5 yaş öncesine kadar idrar kaçırmaları fizyolojik bir durum olarak değerlendirilip normal kabul ediliyor. Daha büyük yaşlarda gece ve gündüz ortaya çıkan çiş ve kaka kaçırmaların altında psikolojik sorunlar bulunabilir.      Alt ıslatma sorunu ile çocuğun duygusal dünyası arasında bir bağ vardır. Uykuda idrar kaçırma çocuğun duygularını sözlü olarak ifade edememesinin dışa vurumudur. Ailesinden yeterince ilgi ve sevgi göremeyen çocuk altını ıslatarak ilgi, alaka beklediğini göstermiş olur. Aşırı ilgi sonucunda da alt ıslatmayla birlikte çocukta tırnak yeme, parmak emme, bebeksi hareketler ve konuşmalar gözlemlenebilir. Aile içinde huzursuzluk, eşler arasındaki tartışmalar, anneye aşırı bağımlı olma, ailenin koruyucu tutumu da hastalığın oluşmasındaki nedenlerdendir. Bazen çocuğu okulda etkileyen bir durum, arkadaşlarıyla yaşadığı problemler, öğretmeni ile ya da akademik başarısında ortaya çıkan olumsuzluklar çocukta geceleri idrar kaçırmanın başlama...