İnsan tamamlanma ihtiyacı içinde, sürekli kutbunu arayan bir varoluştur. İnsanın tamamlanma ihtiyacı en belirgin olarak yaşadığı ilişkilerde ortaya çıkar. İlişkisel bir varlık olan insan ötekiyle ilgili seçimlerini hep kendisinin kutbu olan kişi veya kişilere yönelerek gerçekleştirir. Kutbu olan kişinin cazibesi o kişinin, kendisinin altta yatan duygusal ihtiyaçlarını karşılayacağı umudu barındırması bakımından çok anlamlıdır. Örnek verelim. Dışarıdan bakıldığında hiç anlamlıgözükmeyen ve partnerlerin birbirlerine şiddet uyguladığı bir ilişkinin yıllar boyu devam ettiğine sıklıkla şahit olmuşsunuzdur. İlişkideki iki insan birbirlerine her türlü sözel, fiziksel, cinsel, duygusal şiddeti uygulasa da o ilişki bir türlü bitmez. Mantık boyutunda bakıldığında o ilişki bir gün bile sürmemelidir gibi gözükse de yıllar boyu devam edenleri de azımsanmayacak kadar çoktur. Nedir bu insanları herşeye rağmen bir arada tutan? Ekonomik gerekçeler mi? Çocukların varlığı mı? Toplum baskısı mı? Sevgi mi? O kişilere sorsanız bunları söyleyebilirler. Ancak gerçek hiçbir zaman bunlar değildir. Kötü ilişkilerin cazibesinin altında yatan partnerlerin birbirlerine geçmişlerinden bir yerden, ilk ilişki nesnesi olan kendi anne ve babalarıyla kurdukları ve onlardan öğrendikleri ilişki kalıbından tanıdık gelmeleridir. Kişi tamamlanma ihtiyacı içinde ebeveynleriyle ilişkisinden aşina olduğu ötekine yönelmektedir. Bir diğer deyişle geçmiş şimdi olmuştur. "Tarih tekerrürden ibarettir" sözünü doğrularcasına ebeveynleriyle ilişkide edindiği kişisel tarihçesini kişi şimdi ve buradaki partnerine yönelterek yeniden yaşar ve yaratır. O zaman ve orada'dan alacaklı olan kişi alacağını bilinçdışı bir biçimde şimdi ve buradaki partnerine fatura ederek tahsil etmeye yani tamamlanmaya çalışır. O zaman ve oradaki ebeveyni kendisini yeterince sevmemiştir, ilgi göstermemiştir, korumamıştır, değer vermemiştir... ve şimdi ve buradaki ebeveyn ikamesi olan partnerinden bu alacaklarını karşılamasını, kendisini tamamlamasını bekler. Ve bu asla karşılanamayacak olan beyhude beklenti nedeniyle kötü giden ilişkisine sıkıca tutunur. Seçtiği partneri de tıpkı ebeveynleri gibi duygusal yoksunlukları olan ve kendisinin tamamlanma ihtiyacına asla cevap veremeyecek birisidir oysa ki. Ve bu böyle sürer gider. Geçmişini anlayıp ondan ayrışmayı başarana kadar kişi benzer seçimleri yaparak aynı kısır ilişkilerin içinde kalmaya mahkumdur.
(Uzman Klinik Psikolog Serap Sözen'den alıntıdır.)
Yorumlar